İnsanlık ilk çağlarından beri sürekli bir iletişim halinde olmuştur. İlk başta ateş, duman gibi ilkel yollarla başlayan bu iletişim yolculuğu zamanla güvercinlerle mektuplaşmaya, telefonun icadı ile sabit telefonlara, buradan cep telefonlarına ve son olarak ışık hızı ile verileri taşıyan fiber optik kablolara kadar ilerlemiştir. Fiber optik kablolar verileri ışık demeti halinde toplayıp uzun mesafelere çok hızlı iletebilen yüksek teknoloji ürünü, oldukça ince liflerdir. Bu kablolar core denilen ışığın hareket ettiği cam bir merkez ve ışığı merkeze geri ileten cladding içerirler. En dışta buffer coating denilen fiberi nemden ve fiziki darbelerden koruyan plastik bir muhafızdan oluşur.
Fiber optik kablolar saç telinden daha kalın olmadığı için ne kadar kalın koruyucuyla kaplanırsa kaplansın kalınlığı normal bir bakır telin kalınlığını geçmez. Bu yüzden hafifliği ile oldukça kullanışlıdır. Verimliliği yüksek olduğu için uydu, uçak, gemi gibi yüksek teknolojili alanlarda fazlasıyla kullanılmaktadır. Fiber optik kablolar sayesinde internet ağları kurulmuş, elektronik bilgi alışverişi kolaylaşmıştır.
Fiber Optik Kablolar Neden Daha Hızlı Veri Taşır?
Fiber optik kablolar yaklaşık 500 elektromanyetik dalgayı 300 kilometreye kadar taşıyabilme kapasitesine sahiptir. Taşıdıkları bu veriler diğer metal kabloların aksine ışık ile iletildiği için ışık hızında iletim gerçekleşir. Bu yüzden diğer kablolara oranla çok daha hızlı bir iletim olur.
Fiber Optik Kabloların Çalışma Prensibi Nasıldır?
Çalışma prensibi temel olarak ışığın tam yansımasına dayalıdır. Fiber optik kablolar herhangi bir görüntü, veri veya sesi elektriksel işaretlere çevirir. Işık kaynağı ile bu elektriksel işaretler ışığa dönüştürülür. Bu işaretler ışık şeklinde fiber kablo içinde detektöre gelinceye kadar iletilir. Bu iletim fiberin içerisindeki sayısız konumlandırılmış aynalar sayesinde olur. Bu aynalar ışığı absorbe etmeden direkt olarak ilettikleri için iletilen veriler uzun mesafeleri çok az bir kayıpla katledebilirler. Camın saflığına bağlı olarak %10 kadar bir kayıp yaşanabilir. Detektörde bu ışıksal şifre tekrar elektriksel şifreye dönüştürülür. Ve son olarak elektriksel şifre çözülerek ses, veri veya görüntüye çevrilir.
